ÖCÜLER VE KÜLTÜR

Emine we need to talk

Sorunumuz öcüler yaratmak, bu öcülere yüzyıllarca inanmak, toplumun genelini ilgilendiren kamusal alan, siyaset, kültür, sanat gibi hayati meseleleri de bu öcü perdelerinin arasından görerek anlamaya çalışmak ve eşyanın tabiatına aykırı olduğundan haliyle anlayamamak...

Merkezi insan olmayanın; dünyayı, ülkesini, yaşadığı kenti, semti, kültürü anlaması mümkün mü? 

Erich Fromm’un Sevme Sanatı’nda belirttiği gibi kendi korkularından, önyargı ve endişelerinden sıyrılmamış insan karşındakini olanca gerçekliğiyle sağlıklı bir şekilde algılayabilir mi? Toplumun, her bir farklı varlığıyla insandan oluştuğunu idrak edemeyen ona hizmet sunabilir mi? 

Öcülerinden kurtulmadan, geçmişi ve geleceğiyle insanı, onun yarattığı kültürü anlayabilir ve değerini bilebilir mi? 

Merkezine insanı almış, toplumun çoğunluğunu bir dine mensuplar oluşturan bir ülke, şehir, İslami kesim diye ayrılabilir mi? Üstelik en büyük maddi ve manevi zenginliği çok dinliliği ve çok kültürlülüğü olan bir toplumda, gelişmeyi insan, onun yarattığı kültür, dil, medeniyet sağladığına göre dinin altı neden çizilir? Niye kesimler oluşturulur ve bu şemsiyelerin altına sığınmaya çalışanlar çıkar? Herşeyi kucaklayan kültür üst başlığı neden yetersiz kalır? Neden ayrılır? Zenginlikleri parça pinçik elenen, lime lime edilen toplumlar ancak kültürde birleşirse, kendinin farkına varır, gerçek değerlerini yüceltir gösterirse, tanırsa, bilirse insan ayırt etmezse dik durabilir, çok da tatlı olur.